Milli Mücadele döneminde Kastamonu şehrinin önemi, Gazi Mustafa Kemal’in “gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” cümlesiyle çok açık bir şekilde dile getirilmiştir.
1919-1923 sürecinde Kastamonu şehri jeopolitik olarak, Kastamonu insanı da aklı, cesareti ve vatanseverliği ile önemli bir mihenk taşı olmuştur.
General Trikopis’i esir alan komutan, Dadaylı Miralay Halit Bey’den, kağnısında mermisiyle donarak şehit olan Şerife Bacı’ya kadar…Balkan savaşlarına, birinci dünya savaşına ve milli mücadeleye katılmış olan ve “Anadolu Kastamonu’dur ve Kastamonu da Anadolu” diyen Nurettin Peker’den, Halime Çavuş’a kadar kurtuluş destanının her noktasında yer alan bu şehrin insanları, bir kahramanlık abidesi olarak tarihteki yerlerini almışlardır.
1907 yılında Kastamonu’da doğan eğitimci-şair-yazar – folklor araştırmacısı ve müzik adamı İhsan Ozanoğlu, bütün hayatını, kültüre, sanata, edebiyata, eğitime ve bir şehrin tarihi ve kültürel bütün zenginliklerini arşivleyerek koruma altına almaya adamıştır. İşte bunlardan biri de Çanakkale Türküsü ’dür.
Çanakkale Türküsü, Kastamonulu şair, yazar, halk bilimci, eğitimci, müzisyen, halk ozanı İhsan Ozanoğlu (1907- 1981) tarafından 1948 yılında Ankara Radyosu Türk Halk Müziği Repertuarına kazandırılmıştır.
Repertuarda 461 numara ile kayıt altına alınan derleme, 14 Temmuz 1948 tarihinde Kastamonu şehir merkezinde yapılmıştır. Ankara Devlet Konservatuarının halk müziği derleme heyetinde Ankara Radyosu yurttan Sesler topluluğunun ve Ankara Konservatuarı Folklor Arşivi Şefi olan Muzaffer Sarısözen (1899-1963), Müzikolog Halil Bedii Yönetken (1899-1968) ve Teknisyen Rıza Yetişken bulunuyordu. İhsan Ozanoğlu’ndan derlenen Çanakkale türküsü 1533 numaralı mum plağın B yüzüne ikinci ezgi olarak kaydedilmiştir. 14 Temmuz 1948 tarihinde alınan bu türkü derleme fişine
Kastamonu ağız özelliklerine göre yazılmıştır. Derlemeyi yapan Muzaffer Sarıözen, daha sonra plağı dinleyerek notasını yazmış, Ankara Radyosunda icra etmiş, 1952 yılında bastırdığı Yurttan Sesler kitabına sözleri ve notasına yer vermiştir. Günümüzde de milletin kalbinde derin duygular uyandırarak söylenen türkü, İhsan Ozanoğlu’dan alındığı gibi olup Ozanoğlu ile Sarısözen’in zenginleştirdiği son şekildir.
TRT Genel Müdürlüğü 1964 yılında kurulmuş, hemen sonrasında arşiv çalışmalarına başlanmış, repertuar gözden geçirilmiş ve ve standart notalar yazılmıştır. TRT Müzik dairesi Nota Yayınları arasında 461 numarayla basılan ve 22 Kasım 1973 tarihinde incelemesi tamamlanan nota bu gün kullanılan notadır. Yöresi Kastamonu, kaynak kişisi ihsan Ozanoğlu, derleyip notaya alan Muzaffer Sarısözen’dir. Sözlerin bent sırası Sarısözen’in 1952 yılındaki yayını şeklindedir.
Şehirler, toprakları üzerinde yetiştirdikleri insanların emeği ile biçimlenir ve akıp giden zamana, ancak geriye eserler bırakan insanların varlığıyla direnir. Şehirler, bu insanların bekledikleri kadirşinaslığı, gelecek her kuşaktan bekleyerek büyürler. Evet, kuşkusuz, şehirlere kimliğini veren kültürel yapılarıdır. Her şehir gibi Kastamonu da insanlarıyla biçimlenirken, tarihi ve kültürüyle de zaman içindeki saygın yerini almıştır. Günümüzde Kastamonu’nun tarihi ve kültürel yapısına ilişkin birçok belgeye İhsan Ozanoğlu’nun çalışmaları ve çabaları sonucu ulaşıldığını görüyoruz. Çanakkale Türküsü ’nün gerek resmi kayıtlarda tarihsel bir değer/belge olarak, gerekse halkın dilinde ve gönlünde unutulmaz bir ağıt olarak müstesna yerini almasında en büyük pay Ozanoğlu’nundur.
TRT kayıtlarından ansiklopedilere, üniversite arşivlerinden kütüphanelere kadar her yerde İhsan Ozanoğlu’ndan alındığı belgelenen Çanakkale Türküsü, bugün bütün ülkenin gönül bağında ayrılmaz bir parça olarak durmaktadır. Kastamonu, Çanakkale Savaşında en çok şehit veren üç ilden biri olarak tarih sayfalarındaki yerini almıştır.
Çanakkale türküsünde yurdun dört bucağından gelip canlarını feda eden insanların hikâyesi vardır. Kastamonu’nun, Çanakkale’nin, İzmir’in, Afyon’un, Kütahya’nın; yurdun her karış toprağının türküsüdür bu.
Bu türkü bugün Türk halkının dilinde, tek bir yürek, tek bir yumruk olabilmenin destanı haline dönüşmüştür.
Doksan yaşındaki ihtiyardan yirmi yaşındaki delikanlıya kadar, gözyaşları içinde geçmişi hatırlatan bu kültür değeri türkü, elbette hak ettiği yerdedir ve bu türkünün repertuarlara kazandırılmasında emek veren İhsan Ozanoğlu’na sadece Kastamonu halkı değil, gönlünde vatan ve millet sevgisi yatan herkes adına rahmet ve şükranla anıyoruz . Böyle eserler bırakan insanların ruhu, yâd edilmekle şad olacaktır.
Can-Ozan OZANOĞLU