– Kastamonu adı altında birleşmenin en güzel ve belki de nadir örneklerinden birinin temelini atıyor olmak, herşeyden önce ortak bir amaç etrafında toplanabilmek, vizyon sahibi olmak ve hepsinden önemlisi sevgilerin en yücesi olan memleket sevgisini derinlerde hissetmekle açıklanabilir.
70li yılların sonlarında Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda bulunan 4. noter ofisinde bir grup hemşehri, İstanbul’da bir birinden uzak yaşayan Kastamonuluları tanıştırmak, dertlerine çare bulmak ve Kastamonu tarihini ve kültürünü İstanbul’da tanıtmak amacıyla bir dayanışma derneği kurmaya karar verirler.
Amaç, metropol zorlukları içinde aş ve iş mücadelesi veren hemşehrileri bir araya getirmek ve onların dayanışmaları olduğu kadar, kendilerinin göç etmesine sebep olan geri kalmışlığın izlerini Kastamonu’dan silmektir. Sadece İstanbul’da güçlü olunmayacak, aynı zamanda elde edilen güç Kastamonu’nun da kalkınması için seferber edilecektir.
Bu ulvi amaçlar doğrultusunda başlatılan ilk girişimler hiç hesap edilemeyen bir engelle karşılaşır. Zira 12.Eylül.1980 askeri müdahelesi olmuş ve Milli Güvenlik Konseyi’nin Orgeneral Kenan Evren imzasıyla radyodan okunan 7 numaralı bildiriye göre, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay hariç diğer bütün derneklerin faaliyetleri durdurumuştur. Böylece aktif ya da kurulmakta olan 23700 dernek kapatılır ve bir süre yenilerinin açılmasına izin verilmez. Bu kararla birlikte bütün umutlar yok olurken, hemşehri dayanışması amacıyla yola çıkan memleket gönüllüleri, düşüncelerini ertelemek zorunda kalırlar.
1985 yılına gelindiğinde artık dernek kurmak serbest bırakılmıştır ve Kastamonu Birliğinin ilk adımlarını atmak için artık hiç bir engeli kalmamıştır. Beş sene önce başlatılan dernekleşme girişimi yeniden başlar. Sabahattin Çelenligil, Sabri Tığlı, Yavuz Yaman, Enver Turan, Demir Ülkü, Satı Ergün, Salim Eşkinozlugil, Ali Civelek, Kadir Bilici ve Yavuz Ballık’tan oluşan Kastamonu sevdalıları, kısa adı Kas-Der olan Kastamonulular Dayanışma Derneğini kurar.
**
Bütün zorluklara rağmen Kastamonu birliği ve dayanışması için yakılan meşalenin mimarı ve ilk Başkanı Yavuz Ballık bu haftaki konuğumuz. Yavuz Ballık şimdi 82 yaşında bir delikanlı. Gençlere burs veriyor, Kastamonu adına çağrıldığı her yere koşarak gidiyor. İlk günkü heyecanını hiç yitirmemiş bir delikanlı. Hepimizin abisi, hepimizin öncüsü ve büyüğü Yavuz abimiz, o günleri, 80’li yılları ve Kas-Der’in temelinin atılışını bakın bizlere nasıl büyük bir heyecanla anlatıyor…
YB- Ben Kastamonu’da doğdum. Liseyi orada bitirdim. 20 sene Avukatlık yaptım. Sonra Kastamonu’dan İstanbul Beşiktaş’a Noter olarak tayinim çıktı. Ve Beşiktaş’a geldikten sonra hakikatten bir baktık ki etrafımızda bir sürü dostumuz var, ahbaplarımız var. Ama insanların kendi arkadaşları, kendi hemşerileri, kendi memleketlisi başka oluyor. Onun kokusu başka oluyor. Arkadaşlarla arada sırada toplanıyorduk. Yenikapı’da Muzaffer’in açtığı bir lokanta vardı. Orada 8-10 arkadaş toplanıyorduk. Daha sonra büyümeye başladı. 40-50 kişi gelmeye başladı ve Muzaffer’in yeri yetmez oldu. O zaman da dedik ki; biz bunu resmi bir hale getirelim. Biz aşağı yukarı 1980 senesinde bu işe başladık. Ama bazı inkılâplar oldu, ancak bir iki defa teşebbüsten sonra 1985 senesinde resmi olarak Kastamonulular Dayanışma Derneğini kurabildik…”
Kastamonu adı altında birleşmenin en güzel ve belki de nadir örneklerinden birinin temelini atıyor olmak, herşeyden önce ortak bir amaç etrafında toplanabilmek, vizyon sahibi olmak ve hepsinden önemlisi sevgilerin en yücesi olan memleket sevgisini derinlerde hissetmekle açıklanabilir. Bütün bu meziyetlere sahip olmak yüksek bir erdem gerektirir. Eğer o erdemle hareket eder ve gerçek amaca sadık kalabilmeyi becerebilirsek, ortaya koyduğumuz eserler de yıkılmaz olur. Kas-Der’de bu eserlerden biridir. Çünkü onun her kilometre taşında, yüce memleket sevgisi, insan sevgisi ve karşılık beklemeden ortaya koyulan emeğin alınteri vardır.
YB- Çok samimi bir topluluk olduk. Parti filan söz konusu olmazdı. Ayrı ayrı partilerde ayrı ayrı taraflarda birimizin söylediğini öbür taraf tamam derdi. Birbirimizle kaynaşmıştık. Çok güzel geceler yaptık. Kastamonu da bu işe açmış. Taşlık gazinosunda, Lunaparkta geceler yaptık. Aman derlerdi ne zaman gece yapıyorsunuz. Kastamonulu hanımlar telefon ederlerdi. Tekrar organize edin, bu geceye hasret kaldık derlerdi. Kastamonu oyunları var, Sepetçioğulları var ne biliyim davulcu getiriyoruz. Mahalli yemekler yiyecekler yaptırıyoruz. 23 Ağustos’ta ilk defa bir Şapka Devrimi kutlamalarını Kastamonu dışında İstanbul’da yaptık. Bir keresinde Lunapark’ta bir gece yaptık. O zaman Banker Bako vardı. O üstlendi geceyi. Bir sürü sanatçı davet etti. Erol Büyükburç, Güzide Kasacı aklına kim gelirse vardı. Gece öyle uzun sürdü ki Kastamonu’dan getirdiğimiz Sepetçioğlu ekibine sıra gelmedi. Bütün davetlerimize elit bir tabaka gelirdi.
Kastamonu’da dayanışmanın adresi olması için kurulan Kas-Der’in kuruluş manifestosu, hemşehri dayanışmasının ötesinde, Kastamonu’nun kalkınmasını da gelecek kuşaklara görev olarak bırakmaktı. O halde İstanbul’da kurulan birlik ve beraberlik neticesini Kastamonu’ya yansıtmalıydı. Yavuz Ballık ve arkadaşları, Kastamonu’nun kalkınması için bilimsel tespitleri içeren bir yol haritası belirlemek üzere çalışmalara başladılar. İktisadi Kalkınma Vakfı ile birlikte yürütülen bu çalışma, kısa bir sürede tamamlandı ve sonuçları bir kitap halinde yayınlandı. 20 sene önce Kas-Der tarafından yapılan bu çalışmayı Yavuz Başkan’a sorduk;
YB- O yıllardaki en başarılı çalışmamız, Kastamonu’da Kalkınma Vakfı ile beraber düzenlediğimiz seminerdi. Bu semineri Kas-Der olarak baştan sona biz organize ettik. Sanıyorum 12 milyon lira kadar bir maliyeti vardı. 10 Milyonu’nun Osman Boyner, 2 milyonu da ben ve Satı Ergün vermiştik. Kastamonu tarafı konaklamayı ve misafirlerin oradaki masraflarını karşıladı. 8-10 tane profesör öncesinde Kastamonu’ya gitti. Kastamonu kalkınması ile ilgili çalışmalar yaptılar. Panel yapıldı ve hocalar çalışma sonuçlarını bilimsel olarak bu panelde açıkladılar. O panalde yapılan tespitler, bugün bile Kastamonu için geçerli tespitlerdir. Sanmıyorum ki bu çapta bir çalışma o güne kadar yapılmış olsun. Ondan sonra da yapıldığını hatırlamıyorum.
Sizce Kastamonu’da gelişme ve kalkınma adına bu güne kadar yapılmış en önemli yatırım nedir?
YB- Kastamonu’nun kalkınması için en önemli unsur üniversitedir. Allaha şükür açıldı. Üniversite Kastamonu için muazzam bir şey. İlk fikir Atıf’ındır (Atıf Uğurlu) herkes ben diyor ama bence 3-4 kişinin emeğidir bu. Murat Bey çok uğraştı. Rektör Bahri Bey çok uğraştı. Sırrı Kes bey çok uğraştı. Vali beyi de dahil etmek lazım. Benim kendi kişisel görüşüm, son 100 yıldır Kastamonu’da yapılan en büyük iştir Üniversitenin açılması. Kastamonu’yu kalkındıracak olan Üniversitedir. Ancak Üniversitenin önemini sanıyorum Kastamonulular henüz tam olarak idrak etmediler.
Kastamonu’da yapılan yatırımlar arasında bana göre talihsiz iki yatırım vardır. Birincisi 60’lı yıllarda çok iyi niyetle kurulan Kastamonu Yerli Mahsüller şirketiydi. Bu şirket, Tela Fabrikası kurdu. Büyük umutlarla açıldı ve başarısız oldu. Sonra tuğla fabrikası kurdular. Taşköprü yolu üzerinde kuruldu. Ancak iyi etüd edilmemiş. Toprak değerleri ölçülmemiş. Meğer oranın toprağı tuğla yapmak için uygun değişmiş. Avrupa’dan büyük makinalar getirtildi ve fabrika açıldı. Ancak zarar etti ve kapandı. Bu başarısızlık Kastamonu’da yatırım konusunda çekingenliğe neden oldu. Yatırım yapacak kişiler bir daha tövbe dediler. Sonuçta Kastamonulu birleşmekten ve ortak iş yapmaktan korkar oldu.
Kuruluştan bugüne 25 yılı geride bıraktık. Sizce Kas-Der şu an için arzu edilen noktaya geldi mi? Kas-Der’i nasıl buluyorsunuz? Fikir babalarından biri olarak, mevcut durum sizi tatmin ediyor mu?
YB- Biz yönetimi devrettikten sonra yaklaşık 20 yıl geçti. Bu sürede bir çok Kastamonulu Kas-Der’e ve Kastamonu Birliğine hizmet etti. Hepsinden Allah razı olsun. Kas-Der çok büyüdü. İstanbul’un her ilçesinde şubesi var ve biz bu durumdan gurur duyuyoruz. Ancak henüz tam olarak Kastamonu Birliği sağlanmış ve tam olarak toparlanmış değil. Henüz amacına ulaşmış değil. Kastamonu bu gücü yerinde ve zamanında kullanmalı.
Yanlış hatırlamıyorsam, sizin bir de restore ettiğiniz konağınız var. Biraz da konak hakkında bilgi verebilir misiniz?
YB- Otel butik olarak babadan kalma. Eskiden Rum konağıymış ve mübadele sırasında babam satın almış. Konak 150 senelik. Ben 40 sene orada oturdum. Konağın bir özelliği daha var. Atatürk şapka devrimini yapmaya Kastamonu’ya geldiği zaman Panama şapkası ile gelmiş. O gece bütün Kastamonulu kadınlar toplanmışlar. Bizim konakta 5 tane makine çalışmış. Benim halam terziydi. Sabaha kadar kaput bezinden yuvarlak şapka dikmişler. Atatürk İnebolu dönüşü Ecevit’e geldiği zaman bakmış ki saha bembeyaz. O şapkaların büyük bir kısmı bizim konakta dikilmiş.
Yavuz Ballık ve arkadaşları tarafından 1985 yılında atılan birlik temelleri, şu İstanbul’un dört bir yanında 32 şube ve 40.000’den fazla üye ile büyümeye devam etmektedir. Geride kalan 25 senede bir çok kuruluş ekonomik krizlere teslim olurken, Kas-Der sapasağlam ayakta durmaktadır. Bunun en önemli nedeni, kuruluşta atılan temelin sağlamlığı ile açıklanabilir. Umarız bizler, bize emanet ettiğiniz bu birliği güçlendirir ve sizlerin gösterdiğiniz yolda amaçlarımıza hızla yaklaşırız.